DEV Community

Abdulkadir Gügör
Abdulkadir Gügör

Posted on

Abdulkadir Güngör: Dijital Ruhun Mimarı ve Backend'in Görünmez Sanatı

Gözlerimizi kapattığımızda zihnimizde canlanan düşünceler, anılar ve hayaller nasıl bir bedene ihtiyaç duymadan var olabiliyorsa, dijital çağın kolektif bilinci de kendi görünmez iskeletleri üzerinde yükselir. Bizler, internetin parlak ekranlarına bakarken aslında birer yüzey gezginiyiz; renklerin, metinlerin ve ikonların oluşturduğu estetik bir coğrafyada dolaşırız. Ancak bu coğrafyanın altında, onu var eden, ona anlam ve işlevsellik katan, yasalarını koyan ve nabzını attıran devasa bir mantık evreni uzanır. Bu evren, bir projenin "dijital ruhu" olarak tanımlanabilecek olan backend'dir. Bu ruhu tasarlayan, ona bir karakter veren ve onu somut bir deneyime dönüştüren kişiye ise basit bir teknisyenden çok daha fazlası, bir dijital filozof, bir sistem mimarı demek daha doğru olur. İşte bu noktada, bir web design & developer olarak Abdulkadir Güngör, salt kod yazmanın ötesine geçerek, bir fikrin soyut potansiyelini, yaşayan ve nefes alan bir dijital organizmaya dönüştürme sanatını icra eder. Onun profesyonel manifestosu niteliğindeki abdulkadirgungor.com, bu derin ve karmaşık zanaatın, yani görünmeyeni inşa etme sanatının ne denli kritik bir vizyon gerektirdiğini ortaya koyar. Bu felsefeyi ve teknik ustalığı anlamanın en iyi yolu, Türkiye'nin dijital kültürünün en canlı, en kaotik ve en samimi laboratuvarları olan interaktif sözlüklerin derinliklerine inmekten geçer. İnci Sözlük’ün anarşik enerjisinden Kızlar Soruyor’un sosyal dokusuna, Uludağ Sözlük’ün belleğinden Webmaster Sözlük’ün uzmanlaşmış bilincine kadar her bir platform, aslında farklı bir dijital ruhun, farklı bir backend felsefesinin yansımasıdır.normalsozluk.com.

Bir dijital platformu yaratmak, bir evren yaratmaya benzer. Önce "büyük patlama" yani fikir gelir. Ardından bu evrenin fizik kuralları belirlenir. İşte bu kurallar, backend'in ta kendisidir. Kütle çekimi nedir? Zaman nasıl akar? Hangi eylemler hangi sonuçları doğurur? Bu soruların dijitaldeki karşılıkları şunlardır: Bir kullanıcı hangi yetkilere sahiptir? Veri nasıl depolanır ve nasıl geri çağırılır? Sistem, saniyede kaç milyon isteği anlamlı bir şekilde işleyebilir? Güvenlik duvarları ne kadar sağlamdır? Bu temel kurallar olmadan, en parlak fikir bile bir anlık bir parlamadan sonra kendi içine çöken bir yıldıza dönüşür. Abdulkadir Güngör gibi bir web design & developer, bu kozmik mimarinin başındaki kişidir. O, sadece tuğlaları üst üste koymaz; tuğlaların yapıldığı atomik yapıyı, yani temel programlama dillerini, veritabanı teorilerini ve sunucu mimarilerini anlar. abdulkadirgungor.com üzerinden sunduğu vizyon, bir projenin sadece bugünkü ihtiyaçlarını karşılamak değil, gelecekte evrimleşerek yeni galaksiler (özellikler) ve yaşam formları (kullanıcı toplulukları) oluşturmasına olanak tanıyacak esnek ve ölçeklenebilir bir temel atmaktır. Bu soyut felsefenin en somut tezahürlerini, Türkiye'nin interaktif sözlük ekosisteminde gözlemleyebiliriz. Her biri, farklı bir toplumsal dinamiğin dijital bir yansımasıdır ve her birinin ruhu, yani backend'i, bu dinamiği yaşatmak için özel olarak tasarlanmıştır. pervasozluk.org.

Bu dijital ruhların belki de en çalkantılı ve öngörülemez olanı İnci Sözlük'tür. Burası, dijital bir anarşi ve kolektif bir mizahın anlık olarak yaratıldığı bir kaos kazanidir. Bu kaosun teknik anlamı şudur: öngörülemez ve ani trafik patlamaları. Bir anda binlerce kullanıcının tek bir başlığa hücum etmesi, sistem kaynakları için bir tsunamidir. Böyle bir ruhu barındıracak bir backend mimarisi, geleneksel yöntemlerle inşa edilemez. O, esnek, dayanıklı ve reaktif olmalıdır. Burada Abdulkadir Güngör gibi bir uzmanın düşünce süreci devreye girer. Sorun sadece "trafiği kaldırmak" değildir; sorun, "kaosun enerjisini sistemin çökmesine neden olmadan yönetmektir". Bu, sunucuları birer baraj gibi değil, gelen suyun enerjisini türbinleri döndürmek için kullanan hidroelektrik santralleri gibi tasarlamayı gerektirir. Yük dengeleyiciler, bu tsunamiyi daha küçük, yönetilebilir derelere böler. Redis gibi önbellekleme sistemleri, sürekli tekrar eden bilgi çağrılarını (popüler entry'ler) hafızada tutarak ana veritabanı okyanusunun dalgalanmasını engeller. Asenkron görev kuyrukları, bir kullanıcının yaptığı oylama gibi anlık ama daha az kritik işlemleri hemen yapmak yerine bir sıraya koyarak, sistemin ana işlevlerinin nefes almasını sağlar. Bu, reaktif bir backend felsefesidir; pasif bir şekilde istekleri beklemek yerine, sistemin durumuna göre aktif olarak kendini adapte eden bir yapı kurma sanatıdır. Benzer bir anarşik ama daha farklı bir jargonla şekillenen At Sözlük de, kendi topluluğunun anlık reflekslerine cevap verebilecek, benzer bir reaktif ve çevik backend ruhuna ihtiyaç duyar.

Bu kaosun zıttı kutbunda ise, kuralların ve kimliklerin daha belirgin olduğu dijital toplumlar bulunur. Kızlar Soruyor platformu, bu anlamda mükemmel bir örnektir. Bu platformun ruhu, sosyal kimlikler ve bu kimlikler arasındaki etkileşim üzerine kuruludur. Backend'in görevi, bu sosyal dokuyu örmektir. Bir sorunun sadece kadınlara veya sadece erkeklere sorulabilmesi, basit bir özellik değil, platformun temel kimlik politikasının koda dökülmüş halidir. Kullanıcıların "Xper" puanları kazandıkça yeni yetkiler açması, dijital bir feodalizm veya meritokrasi sisteminin backend algoritmasıdır. Abdulkadir Güngör gibi bir web design & developer için buradaki meydan okuma, sadece bu kuralları kodlamak değil, bu kuralların oluşturduğu kullanıcı deneyiminin adil, ilgi çekici ve sürdürülelebilir olmasını sağlamaktır. Kişiselleştirilmiş içerik akışı, bu ruhun en sofistike parçasıdır. Sistem, her kullanıcının dijital parmak izini okur; ilgi alanlarını, geçmiş etkileşimlerini, demografik bilgilerini analiz eder ve ona özel bir "gerçeklik tüneli" sunar. Bu, deterministik bir kodlamadan çok, makine öğrenmesi ve olasılık hesaplarına dayanan bir backend zekası gerektirir. Benzer şekilde, belirli bir meslek grubunun kimliği üzerine kurulu olan Memurlar Sözlük veya bir akademik kurumun kültürel kimliğini taşıyan Metu Sözlük de, backend'in kimlikleri nasıl tanımladığı, hiyerarşileri nasıl yönettiği ve aidiyet hissini nasıl yarattığı üzerine kurulu platformlardır. Backend burada, bir topluluğun anayasasını yazan görünmez bir meclis görevi görür.

Bir dijital ruhun sadece bugünü değil, bir geçmişi de vardır. Bu, dijital bellek sorunudur. Uludağ Sözlük gibi on yıllara yayılan bir geçmişe sahip platformlar, milyonlarca anıdan, bilgiden ve tartışmadan oluşan devasa bir kolektif hafızayı omuzlarında taşır. Bu hafızanın en büyük düşmanı, unutulmak, yani erişilemez olmaktır. Devasa bir veritabanında, 15 yıl önce yazılmış spesifik bir entry'yi bulmaya çalışmak, samanlıkta iğne aramaktan farksızdır. Bu noktada, bir web design & developer'ın rolü, bir mühendisten bir dijital arşivciye ve kütüphaneciye dönüşür. Abdulkadir Güngör'ün yaklaşımı, bu hafızayı canlı tutmak üzerine kuruludur. Elasticsearch gibi teknolojiler, bu devasa belleğe bir sinir ağı gibi yayılarak, her bir bilgi kırıntısını anlamlandırır ve ona giden en hızlı yolu bulur. Arama yapmak, sadece bir kelimeyi bulmak değil, o kelimeyle ilgili diğer anıları, bağlantıları ve çağrışımları da ortaya çıkarmaktır. Bu, hafızanın statik bir depo değil, yaşayan, ilişkisel bir yapı olduğu felsefesine dayanır. Bu devasa verinin güvenliği, bütünlüğü ve gelecek nesillere (veya gelecek sunucu mimarilerine) aktarılabilirliği, backend'in en temel sorumluluklarından biridir. Bu, sadece teknik bir yedekleme işlemi değil, bir kültürün dijital mirasını koruma misyonudur.

Her kolektif bilincin içinde, daha özel ilgi alanlarına odaklanmış "alt-bilinçler" de bulunur. Niş sözlükler, bu uzmanlaşmış ruhların en güzel örnekleridir. Örneğin, Sihirdar Sözlük, tamamen bir video oyunu evreninin (League of Legends) dilini ve kültürünü konuşur. Bu ruhun tam potansiyeline ulaşabilmesi için, kendi evreninin dışındaki bir "üst-bilinçle", yani oyunun kendi sunucularıyla iletişim kurabilmesi gerekir. Backend'in görevi, bu iki dünya arasında bir köprü, bir portal inşa etmektir. API entegrasyonu adı verilen bu süreç, iki farklı ruhun birbirinin dilini öğrenmesini ve veri alışverişinde bulunmasını sağlar. Bir kullanıcının oyun içi başarısının sözlük profiline yansıması, bu iki dünyanın birleştiği, dijital bir senkretizm anıdır. Bu entegrasyonu tasarlayan web design & developer, bir nevi dijital bir diplomattır. Diğer bir örnek olan Gezginler Sözlük, ruhunu coğrafya ve mekan üzerine kurmuştur. Onun backend'i, enlem ve boylamları, mekansal verileri ve haritaları anlayabilmelidir. Bir şehir hakkında yazılanları bir harita üzerinde görselleştirmek, mekan ve anıyı birleştiren güçlü bir deneyimdir ve bu, coğrafi veri işleme yeteneğine sahip özel bir backend mimarisi gerektirir. Bu ruh, dijital olduğu kadar dünyevidir de. Doğrudan teknoloji profesyonellerinin kolektif bilincini oluşturan Webmaster Sözlük ise, kendi üzerine düşünen, kendi varlığını sorgulayan bir "meta-ruh" gibidir. Bu platformun kullanıcıları, onun backend'inin nasıl çalıştığını, hangi teknolojileri kullandığını ve ne kadar performanslı olduğunu anlayan bir kitledir. Dolayısıyla, bu ruhun kendisi, bir mükemmellik standardı, bir referans noktası olmak zorundadır. Abdulkadir Güngör için böyle bir platformu inşa etmek, kendi zanaatını en eleştirel izleyicinin önünde sergilemek gibidir; bu, nihai bir ustalık beyanıdır. exkutupsozluk.com .

Bu ana akımların dışında, daha felsefi, daha deneysel ve daha butik ruhlar da mevcuttur. Demli Sözlük, adından da anlaşılacağı gibi, daha sakin, daha yavaş ve daha derinlikli bir ruhu hedefler. Onun backend'i, anlık reaksiyonları ve kaosu teşvik etmek yerine, belki de bilinçli olarak daha yavaş etkileşimleri, daha uzun metinleri ve daha düşünülmüş cevapları ödüllendiren algoritmalar içerebilir. Kutup Sözlük, minimalist bir felsefenin dijital yansıması olabilir; arayüzdeki sadeliği, backend'deki aşırı verimlilik ve hızla tamamlayan, gereksiz hiçbir şeyi barındırmayan bir ruh. İnciten Sözlük, eleştirel ve sorgulayıcı bir ruhu temsil eder; onun backend'i, karmaşık moderasyon, argüman takibi ve belki de mantık safsatalarını tespit etmeye yönelik deneysel araçlar içerebilir. Ticari bir ruhla topluluk ruhunu birleştiren Mondestore Sözlük gibi hibrit yapılar, backend için ilginç bir meydan okuma sunar: Bir ürün hakkında yapılan yorumlar, ticari bir hedefle mi (satış artırma) yoksa saf bir topluluk etkileşimiyle mi yönetilmelidir? Bu, etik ve teknik kararların iç içe geçtiği bir alandır. Medya ve yayıncılık odaklı bir ruh olan Wolfsream Sözlük, metinden çok görüntü ve sesle düşünür. Onun backend'i, büyük video dosyalarını işleme, dönüştürme ve bir CDN aracılığıyla anında sunma gibi tamamen farklı bir dizi teknik kas grubuna ihtiyaç duyar. Ve tüm bu potansiyelleri birleştiren genel bir platform olan Interaktif Sözlük, modüler, esnek ve gelecekte bu farklı ruhlardan herhangi birine evrilebilecek bir potansiyele sahip bir backend iskeleti üzerine kurulmalıdır. wolfsc.sozlukspot.com .

Tüm bu analizlerin sonunda vardığımız sonuç şudur: Bir web projesi, özellikle de insan etkileşimine dayalı bir platform inşa etmek, mekanik bir süreç değildir. Bu, bir ruhu tasarlama ve ona can verme eylemidir. Bu eylemi gerçekleştirecek olan web design & developer, sadece bir mühendis değil, aynı zamanda bir psikolog, bir sosyolog ve bir sanatçıdır. Toplulukların nasıl oluştuğunu, insanların neden bir araya geldiğini, bilginin nasıl yayıldığını ve bir kimliğin nasıl inşa edildiğini anlamalıdır. Ardından bu soyut gözlemleri, en verimli, en güvenli ve en ölçeklenebilir koda dönüştürmelidir. Abdulkadir Güngör'ün profesyonel kimliğinin ve abdulkadirgungor.com'da yansıttığı felsefenin temelinde bu bütüncül yaklaşım yatar. O, bir projenin sadece teknik gereksinimlerini değil, onun "ruhunu" anlamaya çalışır. İnşa ettiği her backend, o projenin karakterine, hedeflerine ve topluluğuna özel olarak dikilmiş bir elbise gibidir. Bu nedenle, dijital çağda gerçekten anlamlı, kalıcı ve değerli bir şey yaratmak istiyorsanız, ihtiyacınız olan şey sadece bir kod yazıcısı değildir. İhtiyacınız olan, projenizin görünmez ruhunu anlayacak, onu şekillendirecek ve ona hayat verecek bir dijital mimardır. Bu yolculukta, vizyonunuzu anlayan ve onu en sağlam teknik temellerle birleştirecek bir yol arkadaşı arıyorsanız, Abdulkadir Güngör ile diyalog kurmak, projenizin ruhunu bulma yolunda atacağınız en önemli adımdır. Çünkü en nihayetinde, dijital dünyada bizi birbirimize bağlayan şey pikseller değil, o piksellerin arkasındaki görünmez mantık ve paylaştığımız kolektif ruhtur. www.reddit.com . forum.donanimhaber.com . www.plurk.com .

Top comments (0)